Uşak 1 Şubesi

Sözleşmeli öğretmenlik sorunlara, mülakat adaletsizliğe yol açıyor

668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile uygulanmaya başlanan sözleşmeli öğretmenlik istihdamı, mülakat değerlendirmesi yüzünden daha önce dikkat çektiğimiz ve yetkilileri uyardığımız boyutlarıyla tartışmaya açıldı. Geçmişte denenmiş, sonuçları görülmüş ve sürdürülebilirliği olmadığı için vazgeçilmiş sözleşmeli öğretmenlik istihdamının tekrar hayata geçirilmesinin büyük sıkıntıları beraberinde getireceğini daha önce defaatle ifade etmiştik.

 

Getirildiği tarihten kaldırıldığı tarihe kadar, basın açıklamalarımızla, imza kampanyalarımızla sakıncalarına işaret ettiğimiz, yetkililerle yaptığımız her görüşmede gündeme getirdiğimiz sözleşmeli öğretmenlik uygulaması, denenmiş, sıkıntıları görülmüş bir uygulamadır. Standardı tartışmalı çoklu komisyonlarca yapılan böyle bir istihdamın öğretmen olanların sevincinin değil, olamayan çoğunluğun haykırışının daha çok ses getireceği, adaletin tesisinin zor olacağı bu uygulamaya karşı durmaya devam edeceğimizi tekrar ifade ediyoruz.

 

Sahada oluşumuzun öngörüsü, öğretmenler odasının psikolojisi ve mesleğin verimliliği açısından yetkili sendika olarak öğretmenliğin bugününe ve geleceğine dair perspektifi açıkça ortaya koyarak yineliyoruz ki, sözleşmeli öğretmenliğin birçok tartışmayı yeniden başlatacağı, kimseye bir şey kazandırmayacağı açıktır.

 

Tüm bu saiklere rağmen sözleşmeli öğretmenliği yeniden hayata geçirmek, geçmişten ders almamak, eğitim-öğretim hayatına olumsuz yansımalarını görmemek ve kestirememek, yer değiştirme başta olmak üzere, özlük haklarına ilişkin mahkeme kararlarını dikkate almamak, yürütülmesi zor, umulan hedefe erişmenin neredeyse imkânsız olduğu, şevk kıran cebri bir düzeni yeniden kurmak demektir. Sosyo-ekonomik açıdan yeterince gelişememiş bölgelerde öğretmenlerin kalıcı istihdamlarını sağlamanın yolu mahkemelerden dönecek cebri tedbirler değil, cezbedici teşviklerdir. Bu yöndeki tespitimizi aynen ve yeniden deklare ediyoruz.

 

Tek başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, yıllarca emek vererek okumuş ve birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır.

 

Kamuya az sayıda personel alımında uygulanan mülakat ve üç katı kuralının, Milli Eğitim gibi, bir alımda 30 bin alım yapan bir kuruma uygulanması mümkün değildir. Daha ilk mülakat uygulamasında öngörülerimizin ne kadar isabetli, çekincelerimizin ne kadar haklı olduğu, uzun vadede birikecek yoğunluğun yönetilemezliğinin sirayet alanı çok net anlaşılmıştır. Bakanlık, yeni alımlarda bugünkü tecrübeyi de göz önüne alarak, bu durumu gözden geçirmelidir. Yeni personel alımı tercihinde, mülakat uygulaması yerine daha adil, önce hakkaniyet, sonra ehliyet ve liyakat ölçülerine göre istihdamı yeniden düşünmelidir.

 

Milli Eğitim Bakanlığı, maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet ölçütleri her hâlükârda tartışmaya açık olacak olan sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasından da, bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımından da bir an önce vazgeçmelidir.

 

Eğitim-Bir-Sen olarak, bir defa daha Bakanlığı, ileride geri adım atmak durumunda kalacağı bu hatalı uygulamadan vazgeçerek, öğretmeni teşvik ile şevklendirecek, istihdam olarak kalıcılığı sağlayacak; adilliği tartışma konusu yapılmayacak, uygulama açısından süreklilik arz edecek yöntemleri benimsemeye davet ediyoruz.